Denizli

Pamukkale’de Gezilecek Yerler (Pamukkale Gezi Rehberi)

Ülke turizmi açısından önemli bir konuma sahip olan Denizli’nin Pamukkale ilçesi içerisinde barındırdığı doğal güzellikler ile her yıl yüz binlerce turist ağırlamaktadır. Bembeyaz pamuksu görünümü ile bilinen taşlarından ismini alan Pamukkale ilçesi doğal güzellikleriyle “UNESCO Dünya Kültür Mirasları Listesi“ne girmiştir. Turizm açısından önem arz eden bu beldemiz için sıklıkla karşılaştığımız “Pamukkale’de Gezilecek Yerler? Pamukkale’de nerelere gidilir?” sorularının cevaplarını sizler için bir liste halinde hazırladık.

Pamukkale’de Gezilecek Yerler

Pamukkale’nin hem adını aldığı hem de olmazsa olmazı olarak bilinen Pamukkale Travertenleri, ilkçağın en önemli şehirlerinden biri olan Hierapolis, mitolojik bir efsanesi bulunan antik kentin içerisinde yaşanan bir deprem sonucunda meydana gelen Kleopatra Antik Havuz, demir oksit oranı yüksek olması sebebi ile kırmızı su adı verilen Karahayıt, doğa ile iç içe olan ilçede en çok ziyaret edilen doğal güzelliklerden Yeşildere Şelalesi’nin kesinlikle görülmesi gerekir.

Pamukkale Travertenleri

Pamuksu görünümü ile ismini taşlarından alan Pamukkale, termal kaynağı ile her yıl yüz binlerce turist ağırlamaktadır. UNESCO Dünya Miras listesinde bulunan travertenlerin oluşumunu termal sular sağlamaktadır.

Pamukkale Travertenleri’nin üzerinden akan termal suyun içerisinde kalsiyum karbonat, sülfat, sodyum, demir, magnezyum ve serbest karbondioksit bulunmaktadır. Termal suların güneş ışınları ile birleşmesi ve kristalleşmesinden sonra bembeyaz görünümlü taşlar meydana gelir.

Travertenler hakkında bilmeniz gereken birkaç detayı paylaştıktan sonra nasıl eğlenceli vakit geçirebileceğinize değinelim. Travertenlerin iki girişi bulunduğu için aşağı kapıdan giriş yaparak üst tarafa doğru bembeyaz taşlarının üzerinde yürümelisiniz. Travertenlerin küçük odacık şeklinde bulunan minik havuzlarında eşsiz fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Fotoğraflarınızı gün batımına doğru çekmenizde fayda var.

Bembeyaz taşların en sonuna ulaştığınız zaman sizleri muazzam bir doğa bekliyor. Taşların üzerinde yürüdükten sonra biraz dinlendikten sonra travertenlerin üstten görünümü gün batımına karşı izleyebilirsiniz.

Pamukkale Travertenleri’nin hemen arkasında yer alan Hierapolis Antik Kentine göz gezdirmeyi ihmal etmeyin.

Hierapolis Antik Kenti

İlkçağların gerçeküstü efsanelerine tanık olmaya hazır mısınız? Bergama kralları tarafından MÖ 2. Yüzyılda yapıldığı tahmin edilen antik kent travertenlerin hemen üst kısmında bulunmaktadır. Milattan önce uzun yıllar boyunca insanoğlunun yaşadığı antik kentte depremler sonucunda yaşayan halk zamanla göç etmiştir.

Hierapolis hamamları, havuzları, gösterişli tiyatrosu, tapınağı ve travertenleri ile görebileceğiniz en güzel antik kentlerden biridir. Pamukkale Travertenleri’ne gelip bu antik kente uğramadan dönen ziyaretçilerin bir çoğu sonrasında pişman olacaktır.

Öğlen saatleri yerine akşamüstü gün batımına doğru ziyaret edilmesi tavsiye edilir. Serinlikte antik kentin görkemli yapılarını daha iyi gezebilir, eşsiz fotoğraflarını yakalayabilirsiniz.

Antik kentin tiyatro sahnesine kadar inip, sütunlarının arasında dolaşarak eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Hierapolis Antik Kenti’nden çıkartılan tarihi eserler antik kentin müzesinde sergilenmektedir. Müzesinden çok fazla beklentinizin olmamasını tavsiye ederim.

Pamukkale Kleopatra Havuzu

Öncelikle şu zamana kadar bu doğal güzelliği görmediyseniz çok şey kaçırdığınızı söylemek isterim. Daha önce hiç 2 bin yıllık tarihi eserlerle birlikte yüzdüğünüz bir vakit hatırlıyor musunuz? Pamukkale Kleopatra Havuzu, 7. Yüzyılda yaşanan depremler sonrasında içerisinde bulunan sütunlar ve mermer parçaları her tarafa dağılmıştır.

Deprem sonrasında oluşan doğal görünüm sayesinde 2 bin yıllık tarihi eserler ile birlikte yüzme imkanına sahipsiniz. Pamukkale Travertenleri ve Hierapolis Antik Kenti için ödediğiniz ücret giriş için geçerlidir. Kleopatra Havuzu’nda yüzmek isterseniz 35 TL ücret ödemelisiniz.

Antik havuz içerisinde yer alan kafede bir şeyler içerek havuzun eşsiz görünümü seyredebilirsiniz. Burada yüzmeden de eğlenceli vakit geçirebileceğinizi bilmenizi isteriz.

Natural Park

Pamukkale Travertenleri’nin eşsiz manzarasını akşam saatlerinde ışıklandırma ile görmek ister misiniz? Natural Park Kafe, gündüz saatlerinde travertenlerin ön tarafında bulunan küçük havuzlarında serinlemek için kullanılırken akşam saatlerinde mükemmel aydınlatma sistemi ile travertenlerin eşsiz görünümü seyretmek için turistler tercih edilmektedir.

Pamukkale’de hem mola vermek hem de mükemmel manzarayı seyretmek için akşam saatlerinde gidilmesi önerilir.

Karahayıt Kaplıcaları

Karahayıt Kaplıcaları, Pamukkale Travertenleri’nden 5 kilometre uzakta demir minerallerinin yoğunluğu sebebiyle “Kızıl Su” adı verilen bir tür kaplıcadır. Travertenlerin boy boy oluşturduğu minik odacıkların daha küçük halidir. Karahayıt Kaplıcaları’nın tek özelliği demir minerallerinin yoğun olduğu termal sudur.

Termal kaynak çevresinde konaklayabileceğiniz onlarca pansiyon ve otel bulunmaktadır. Sindirim ve solunum sistemi gibi birçok hastalığa iyi geldiği söylenmektedir.

Pamukkale’ye gelmişken bu kaplıcaya 25-30 dakika ayırmanızı tavsiye ediyoruz. Kaplıca çevresinde yiyip içebileceğiniz birkaç restoran/kafe bulunmaktadır.

Laodikya Antik Kent

Laodikya Antik Kenti ile Pamukkale Travertenleri arasında yaklaşık 12 kilometre mesafe bulunmaktadır. Termal kaynak çevresinde gezilecek yerleri bitirdikten sonra antik yerleşim alanlarına ilgisi bulunan tatilcilerin buraya uğramasını tavsiye ederiz.

Roma İmparatorluğu tarafından oldukça önemli bir konuma sahip olan antik kent M.Ö 1. Yüzyılda tekstil alanında merkez kent haline gelmiştir. M.S 60’lı yıllarda meydana gelen depremler sonrasında antik kent ortadan kaybolmuştur.

Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü tarafından kazı çalışmaları devam ettirilen antik kentin tiyatrosu, anıtsal çeşmesi ve gimnazyumu gün yüzüne çıkartılmıştır.

Yeşildere Şelalesi (Ağlayan Kay0a)

Denizli’nin Çal ilçesinde bulunan mükemmel doğal güzelliği görmeden kesinlikle buradan ayrılmamalısınız. Yüzyıllar boyunca yaşamını bu bölgede sürdüren devasal uzunluğa erişmiş çınar ağaçları, yeşillikler, gürül gürül akan şelale ve sakin ortamı görmeyi ihmal edeceğinizi düşünmüyoruz.

55 metre yükseklikten sonra şelalenin su gürültüsü bütün yorgunluğunuzu unutturuyor. Şelalenin döküldüğü yerde oluşan yeşillikler milli parkları anımsatıyor.

Yeşildere Şelalesi’nin mükemmel ekolojisine tanık olduktan sonra çevresinde bulunan restoranlarda alabalık yiyebilirsiniz.

Yorum yap