Güneydoğu Anadolu

Diyarbakır Gezilecek Yerler (Diyarbakır Gezi Rehberi) Tarihi, Eserleri

Anadolu, binlerce yıllık tarihinde birbirinden farklı ve büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış, insanlık tarihinin izlerinin en derin bir şekilde takip edildiği bir bölgedir. Böylesine zengin bir coğrafyanın içinde Diyarbakır değişik kültürlere ait tarihi yapıları, zengin yemek kültürü ve doğasıyla onbinlerce turiste ev sahipliği yapan önemli merkezlerden birisi olmayı başarmıştır. Turizm açısından böylesine büyük bir potansiyeli olan bu güzel şehrimizle ilgili sıklıkla aranan “Diyarbakır Gezilecek Yerler? Diyarbakır Gezi Rehberi” başlıklı soruların cevaplarını bu yazımızda bulabilirsiniz. Eğer Diyarbakır’a gezme amaçlı gelmişseniz mutlaka görmeniz ve gezmeniz gereken tarihi-doğal güzellikleri sizler için listeledik. Gezmeden önce yazımızı dikkate almanız böylesine tarih kokan bir kentte kaybolmanızı engelleyecektir.

Öncelikle sizlere bu kadim şehir hakkında ufak bilgiler vererek yazımıza başlamak istiyoruz: 15.168 km2‘ yüzölçümü olan Diyarbakır’ın son istatistiklere göre nüfusu yaklaşık olarak 1.800.000’dir. Kent merkezinin tarihi yaklaşık olarak 9.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. İl genelinde yapılan mağara kazılarında yontma taş devrine ait yaşam belirtilerine rastlanılmıştır. Dünyanın bilinen en eski köyü de Çayönü Tepesi kazılarında ortaya çıkarılmıştır. Binlerce yıllık tarihi boyunca birçok devletin egemenliğinde kalan Diyarbakır, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilmiştir.

Diyarbakır’da Gezilecek Yerler

Şehrin sokaklarında yürümeye başladığınızda kentin dokuz bin yıllık tarih kokusunu alabilmeniz mümkün. Bu kadar tarihi yapıya ev sahipliği yapan bir şehirde dolaşmanın en büyük zorluğu ise gezmeye nereden başlanacağına ve nereleri mutlaka görmenize karar vermekte zorlanmanızdır. Bu nedenle sizler için derlediğimiz ve mutlaka gezmeniz gereken “Diyarbakır’da Gezilecek Yerler” listemizi sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyoruz:

1) Ulu Cami

Arapların Anadolu’da ilk fethettikleri topraklardan olan Diyarbakır’da yer alan bir kiliseyi camiye dönüştürmesiyle 639 yılından itibaren ibadete açık olan “Ulu Camii” bu özelliğiyle Anadolu’da yapılmış olunan ilk camidir. Caminin temelleri Romalılar tarafından atılmış ve sonrasında caminin duvarları Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı kültürleriyle bezenmiştir. Cami ve avlu duvarlarındaki farklı kültürlerin izleri büyük bir uyum içinde yan yana durmaktadır.

Cami yapımında volkanik patlamalar sonrasında şehirde çokça bulunan siyah taşlar kullanılmıştır. Siyah taşların ağırlıklı olarak kullanılması caminin görünüşünü de özel kılmaktadır. Caminin minareleri de benzerlerinden oldukça farklı bir şekilde kare planda yapılmıştır. Caminin avlusunda yer alan güneş saati, El Cezeri tarafından yapılmış ve yaklaşık olarak 800 yıldır zamanın tanıklığını yapmıştır.

Her yönüyle etkileyici bir görüntüye sahip olan Ulu Cami’yi gezilecek yerler listenizin başına almanızı, hem gezip hem de atmosferinde huzuru keşfetmenizi tavsiye ediyoruz.


2) Diyarbakır Surları

Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun ikinci surları olarak kabul gören “Diyarbakır Surları”nın tarihi yaklaşık olarak 6.000 yıl öncesine kadar gitmektedir. Bugünkü görümüne Bizans İmparatoru Costantinus döneminde kavuşan surların uzunluğu 5.7 km’dir. Surların üzerinde yer alan dört görkemli kapı ise oldukça meşhur: Dağ Kapı, Yeni Kapı, Mardin Kapı, Urfa Kapısı. Bu kapılar şehrin giriş ve çıkışlarında önemli kontrol noktalarından olmuş.

Diyarbakır Surları 2015 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınınca dünya çapında bir üne de kavuştu. 82 adet burca sahip olan surların yüksekliği bazı noktalarda 12 metreye kadar çıkmaktadır. Yapımında kullanılan özel taşların sayesinde surlar binlerce yıldır ayakta durmayı başarmıştır. Surların çevrelediği ve eski Diyarbakır olarak adlandırılan “Sur İlçesi” adeta açık hava tarih müzesi kıvamındadır.

Diyarbakır gezisinde yapılacak ilk şeylerden birisi surların üstünde yürüyerek kadim şehrin güzelliklerini gözlemlemek ve eski şehrin sokaklarında kaybolmak olmalıdır.


3) Hasan Paşa Hanı

1572-1575 yılları arasında Vezirzade Hasan Paşa tarafından yapımına başlanır ancak bir sonraki valinin döneminde yapımı tamlanabilmiştir. Hanın üç farklı noktasında yapılışıyla ilgili bilgiler yer almaktadır. Hem Evliya Çelebi hem de yabancı gezginler han hakkında oldukça övgü dolu sözler kaleme almışlardır. Uzun yıllar şehrin ticaretinde önemli bir rol oynayan han, iki katlı olarak inşa edilmiş olup şehrin en büyük ikinci hanıdır.

500 yıllık tarihinde önemli restorasyon çalışmaları yapılmış handa bugün çeşitli dükkanlar bulunmaktadır. Hanın avlusunda adeta tarihin derinliklerine yolculuk ettirecek bir atmosfer bulunmaktadır. Ulu Cami’nin karşısında yer alan hana uğramanız ve gezinin yorgunluğunu burada atmanızı öneririz. Ayrıca Hasan Paşa Hanı kahvaltısının zenginliğinin ve lezzetin şehirde oldukça meşhur olduğunu hatırlatalım. Handaki esnaflardan birbirinden otantik hediyelik eşya -ancak biraz pahalı- almanız da mümkün.


4) Sülüklü Han

 

1680 yılında siyah bazalt taşlarından yapılan hanı yaptıranlar ise Hanilioğlu Mahmut Çelebi ve Atike Hatun’dur. Han üç katlı olarak inşa edilmiştir ancak bugüne kadar ancak bir katı gelebilmiştir. Bu garip ismini de çeşmesinin kenarlarında biriken sülüklerden almıştır.  Hanın avlusu dinlenmek, sohbet etmek, kitap okumak ve kahvelerin tadına bakmak için gelenlerle dolup taşıyor. En çok tercih edilen kahvelerin başında ise menengiç kahvesi gelmektedir. Bunun dışında hanın içerisinde birbirinden farklı tatlar içeren şarapların tadına da bakabilirsiniz.

Diyarbakır’ı gezdim demeniz için mutlaka görmeniz ve oturup kahvesini içmeniz gereken yerlerden birisidir Sülüklü Han. Hanın içerisine doğru attığınız her adım sizi tarihin kokulu atmosferine sokmaya yetecektir. Tarihi dokusu, taş duvarları, kahvesi, şarabı, ortamın sıcaklığını taşıyan müzikler; buraya gelmek için fazlasıyla geçerli bir sebep olmaya yetmektedir.


5) Dört Ayaklı Minare

Akkoyunlu Kasım Bey tarafından 1500 yılında dört sütundan oluşan bir kaide üzerine yapılmış Şeyh Matar Cami’sine ait olan bir minaredir. Minare siyah ve beyaz taşlardan yapıldığı için dikkat çekici bir motife sahiptir. Ayrıca Anadolu’da dört sütunlu olarak inşa edilen tek minare olma özelliği taşımaktadır. Bugün asfalt zeminin ortasında kalsa da özellikle altından yedi kere geçenin dileklerinin kabul edilmesi yönündeki rivayetlerle bölge halkının sık sık ziyaret ettiği yapıların başında gelmektedir.


6) Malabadi Köprüsü

Şimdi de şehir merkezinin dışına çıkıp bizi fazlasıyla büyüleyen sizlere de aynı hisleri yaşatacağını düşündüğümüz “Malabadi Köprüsü”nden bahsetmek istiyoruz. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yer alan bu tarihi köprü 150 metre uzunluğunda ve 7 metre genişliğe sahip olup 1147 yılında yapılmıştır. Malabadi Köprüsü 7 metrelik eniyle dünyanın en geniş taş köprüsü olma özelliği taşımaktadır. Köprü olarak bilinse de aynı zamanda kervansaray niteliği de taşımaktadır. Köprünün her iki yanındaki kemerlerinde yolcuların kalabileceği odalar mevcuttur. “Malabadi” isminin kökeni olarak yöre halkı tarafından “Mala” ve “Badi” isimli gençlerin ilginç aşk hikayesi anlatılmaktadır.

UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’nde yer alan bu tarihi köprümüz dönemin mimari özelliklerini yansıtması bakımından da önemlidir. Dönemin mühendislik şartları düşünüldüğünde bu boyutlarda ve özelliklerde bir köprünün inşa edilmiş olması da ayrıca önem arz eder. Evliya Çelebi’nin de zamanında büyük övgüyle bahsettiği köprü oldukça ihtişamlı bir görüntüye sahip. Biz gece vakti bu güzelliğe ayrı bir görüntüden baktık ve sizlerin de Diyarbakır’a gelmişken burayı görmeden gitmenizi istemeyiz. Köprü hakkında daha fazla bilgi için “Malabadi Köprüsü” başlıklı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.


7) On Gözlü Köprü

Diyarbakır denildiğinde akla gelen tarihi yapılardan biri de “On Gözlü Köprü” olmaktadır. Dicle nehrinin üstüne kurulmuş olan köprü “Dicle Köprüsü, Silvan Köprüsü” gibi farklı adlarla da anılmaktadır. Köprünün temelleri 6. yüzyılda atılsa da daha sonraki dönemlerde yıkılmıştır. Daha sonradan onarılan köprünün bugünkü hali ise 1065-1067 yılları arasında yapılmıştır. 180 metre uzunluğa sahip olan köprüde toplam on göz bulunduğu için bu isimle bilinmektedir. Diyarbakır’ın meşhur siyah bazalt taşlarından yaklaşık 6 metre genişliğinde inşa edilen köprü gece aydınlatmaların katkısıyla büyüleyici görüntüler oluşturmaktadır.

Şehirde yaptığınız geziye burayı da ekleyebilir, köprü manzarasında oturup çayın ve yemeğin eşliğinde hem Dicle’nin hem de köprünün manzarasını seyretmenizi tavsiye ederiz. Diyarbakır’ın merkezinden buraya yaklaşık 3 km’lik bir yolculukla ulaşabilirsiniz.


8) Diyarbakır Kalesi

Tam olarak inşa tarihi bilinmese de kalenin temellerinin en az şehir tarihi kadar eski olduğu düşünülmektedir. Kale ve bünyesindeki surlar büyük bir oranda orijinalliğini binlerce yıldır korumayı başarabilmiştir. Türklerin Diyarbakır’ı fethinden sonra kalenin onarıma önem verilmiş ve kale sırtlarına burçlar inşa edilmiştir.

Diyarbakır Kalesi ve kalenin bir diğer bölümünü oluşturan Hevsel Bahçeleri ziyaret edilmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Şehrin kalbinde tarihe yolculuk yapmadan, kültürel zenginliklerini keşfetmeden ve özgünlüğünü hissetmeden şehirden ayrılmayınız.

Diyarbakır’da Ne Yenir?

Ülkemizin doğusunda yemeklerin her zaman çok güzel olduğunu duyarız ve biliriz. Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan Diyarbakır’da tarihi yerlerinin yanı sıra yemekleri ile gönüllere taht kurmaktadır. Dilerseniz yazımızı çok uzatmadan hemen en meşhur yemeklerini saymaya başlayalım, ne dersiniz?

Diyarbakır’a gittiğinizde ilk önce kesinlikle kaburga dolmasından başlamalısınız. Kuzu veya koyun kaburgasından yapılan bu yemeği daha ilk gördüğünüzde ağzınızın suyunun akacağını garanti ederiz. Daha sonra kaldığınız zamanlar diliminde mumbar dolması, cartlak kebabı, duvaklı pilav, sıkma, patlıcan dizme, ayvalı kavurma, habenisk, tırşık, pıçık, nardanaşı ve meftune gibi ana yemekleri denemenizi şiddetle tavsiye ederiz. Eğer çorba seviyorsanız serbizer içmeden gitmek olmaz tabi bu memleketten değil mi?

Çorba, ana yemek derken sıra tatlıya geldi. Tatlı olarak Diyarbakır’da ne yenir derseniz eğer ayıp edersiniz gerçekten. Çünkü bu şahane memlekette tatlının yeri de ayrıdır. O nedenle ana yemek yerken karnınızı çok doyurmamanızı (ki nasıl mümkün olacak bilmiyorum) tavsiye ederiz. Tatlılardan ise sizlere önerebileceklerimiz elma düzmesi, sumak suyu, paluze tatlısı, burma kadayıf gibi tatlıları öneririz.

Sıra geldi en sona sakladığımız önerimize. Diyarbakır’a gelinirde meşhur karpuzunun tadına bakılmadan gidilir mi hiç? Elbette gidilmez diyerek bu şehrin karpuzunu da muhakkak yemenizi ve etrafınızda Diyarbakır karpuzu diye satılan ürünlerle hiçbir alakasının olmadığını görmenizi istiyoruz.

Diyarbakır’da Alışveriş

Tarihi ile bizleri kendisine hayran bırakan, yemekleri ile gönlümüze taht kuran bu kadim kente gidilir de hiç alışveriş yapılmadan dönülür mü? Diyarbakır’da düğünlerde takılan takıları bildiğiniz için öncelikle sizi kuyumculara yönlendirmek ardından da ipek ve bakır eşyaların sergilendiği yerlere götürmek istiyoruz. Hele ki peynire merakınız var ise Gazi caddesinde bulunan “peynirciler çarşısı” da sizler için iyi bir alternatif gibi gözükmektedir.

Diyarbakır’da bakırcılar çarşısının olduğunu biliyor muydunuz? Bilmiyorsanız eğer sizi “sipahi pazarı” veya “çarşıya şavuti” isimli bakırcılar çarşısına götürmek istiyoruz. Burasına girer girmez kendinizi zaten tarihi bir yerin atmosferinde hissedeceksiniz. Çarşıdan dilerseniz ibrikler, güldanlıklar ve kazan, sini gibi çocukluğunuzdan hatırladığınız eşyaları alabilirsiniz. Bu arada belirtmekte fayda var ki Diyarbakır’da halen bu eşyalar evlerde yaygın olarak kullanılmaktadır. Buralarda dilerseniz harf motifleri ile ünlü olan dükkânlardan Arapça, Türkçe, Ermenice ve Süryanice tablolar satın alabilirsiniz.

Diyarbakır Nerede/Nasıl Gidilir?

Güzel ülkemizin 7 tane bölgesi arasında Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan Diyarbakır, bu bölgenin tam merkezinde konumlanmıştır. Fırat – Dicle dediğimiz yerin tam olarak Dicle tarafında yer almaktadır.

Diyarbakır’a gitmek için Türkiye’nin her tarafından kalkan otobüsleri kullanabilirsiniz. Diyarbakır gibi ülkemizin doğusunun en önemli şehirlerinden bir tanesine her yerden otobüs kalkmaktadır. Otogar şehre toplamda 4 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Diyarbakır’a eğer havayolu ile gitmek isterseniz şehir merkezine 6 km uzaklıkta bulunan Diyarbakır havalimanını kullanabilirsiniz. Ülkemizin her yerinden belirli saatlerde ulaşımın yapıldığı kentin havalimanı da epey işlektir. Havayolunda indikten sonra dilerseniz dolmuş veya otobüslerle dilerseniz de taksi ile şehir merkezine hemen ulaşabilirsiniz.

Hayatınızda bir dönüm noktası yaşamak istiyorsanız eğer Diyarbakır seyahati için takviminizde yer açmanız gerekmektedir. Tatilinizi en eğlenceli ve güzel bir şekilde değerlendirmek için bu güzel şehri gezmenizi ve enfes yemeklerinin tadına bakmanızı tavsiye ederiz.

Yorum yap