Van şehri, ismini yakınlarında bulunan ve Anadolu’nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü’nden almıştır. Verimli toprakları, İran sınırına olan yakınlığı, Milattan önce 5000’li yıllara uzanan tarihi ve içerisinde bulunan çok sayıda akarsuyu ile oldukça renkli görüntülere sahip olan bir yerleşim birimidir Van. İnsanların sıklıkla yaptıkları hatalar arasında bir şehre gitmeden önce o şehir hakkında yeterli araştırma yapmıyor olması da bulunmaktadır. Yeterince bilgi sahibi olunmadan “yol bizi nereye götürürse” tarzı yapılan geziler tarihi yerleri ve doğal güzellikleri kaçırmanıza neden olmaktadır. Bu nedenle Van gezilecek yerler hakkındaki yazımızı dikkatli okumalı ve rotanızı henüz şehre varmadan oluşturmalısınız.
Öncelikle Van şehri hakkında sizlere biraz bilgilendirme yapmak isterim. Şehir 19.062 m2 yüz ölçümüne ve 1 milyon 139 bin 979 nüfusa sahip Türkiye’nin en büyük illerinden bir tanesidir. İsminin nereden geldiği hakkında en önemli kaynak Evliya Çelebi’nin seyahatnamesidir. Bilindiği üzere şehirde Van kalesi bulunmaktadır. Seyahatnamede ise Büyük İskender tarafından bu kalede bulunan Vank adlı bir mabet nedeniyle şehre bu isim verildiği söylenmektedir.
Van’da Gezilecek Yerler
Şehre ulaştığınızda eğer uçak ile yolculuk yaptıysanız sizi çok hoş bir sürpriz beklemektedir. Van havaalanı gölün hemen yanında bulunduğundan dolayı uçak inişe geçtiği anda sanki göle bir dalış yapıyor hissi uyandırarak daha ilk adımınızda sizi memnun edecek bir görüntü oluşmaktadır. Bu nedenle mümkünse uçak ile şehre gelmenizi tavsiye ederiz. Van gezilecek yerler olan adaları, gölleri ve tarihi yapıları ile zengin bir kültüre sahip olan bu eşsiz yerleşim biriminde muhakkak gidip görmeniz gereken mekânlar hakkında bilgi vermeye başlayalım.
1. Van Gölü
Van’ın Bitlis şehri ile arasında bulunan ve Tatvan ilçe sınırlarında kalan göl, volkanik bir set gölü olma özelliğini göstermektedir. Türkiye’nin en büyük gölü olmak gibi bir üne sahip olan bu eşsiz doğal güzellik hakkında en çok duyulan efsane ise Van gölü canavarıdır. Kahvaltılarıyla meşhur olan şehirde, gölün yakınında bulunan lokantalarda bir Van kahvaltısı yapmanızı ve kuş başılı yumurta yemenizi şiddetle tavsiye ederiz.
Şehir hem gölü hem de kedileriyle sadece Türkiye’de değil, dünyada meşhur hale gelmiştir. İran sınırına yakın olması nedeniyle sıkça turistlerin geldiği şehirde göl, balıkçılık ve turizm kaynaklı olarak bölge halkına gelir sağlamayı başarmıştır. Van’a gelmişken Van Gölünü görmeden gitmek gerçekten hiç yakışık almaz değil mi?
2. Van Kalesi
Zeminden itibaren yaklaşık olarak 100 metre yüksekliğinde bulunan kaleye kayaların üzerine yapılmış olması nedeniyle oldukça zorlu bir yolculuktan sonra ulaşılabilmektedir. Ancak yukarı çıktığınızda bir tarafta göl manzarası diğer tarafta şehrin görüntüsü ile görsel bir şölen sizi görsel bir şölenin beklediğini fark edeceksiniz.
Van Kalesi UNESCO dünya geçici mirası listesine eklenerek tüm dünyada tanınmaya ve ilgi görmeye başlamıştır. Kaleyi milattan önce 800’lü yıllarda Urartu kralı 1. Sardur yaptırmış ve 250 yıl boyunca onlara hizmet vermiştir. 1800 metre uzunluğu, 20-120 metre arasında değişen genişliğiyle oldukça heybetli bir görünüme sahiptir. Van şehrine gidip de kaleyi görmedim, çıkmadım dememeniz için gezip görmenizi kesinlikle tavsiye etmekteyiz.
3. Akdamar Adası ve Akdamar Kilisesi
Akdamar Adası Van gölünde bulunan en büyük 2. adası olma özelliğini taşımasının yanında Akdamar Kilisesi ile de gezilip görülmesi gereken yerlerin başında gelmektedir. Kiliseyi Vaspurakan Hanedanı 1. Gakik, milattan sonra 900’lü yıllarda dönemin önemli sanat adamlarından olan Mimar Keşiş Manuel’e yaptırmıştır. Kilise, 7. Yüzyılda Anadolu’ya geldiği düşünülen hakiki haçın bir parçasını korumaya yönelik olarak yaptırılmıştır.
Bölgede Akdamar adasına, Ahtamar ve Ağtamar isimleri ile de hitap edildiğine şahitlik edebilirsiniz. Van’ın Gevaş ilçe sınırları içerisinde bulunan adaya yolculuk bölge halkının kullandığı teknelerle yavaş ve huzurlu bir şekilde yapılabilmektedir. Hıristiyanlar ise kiliseye “Kutsal Haç Kilisesi” ismi vermiş ve yukarıda yazdıklarımızı adeta doğrulamışlardır.
Daha fazla bilgi için ayrıca bakınız ⇒ Akdamar Kilisesi
4. Peri Bacaları
Türkiye’de sadece Nevşehir ilinde peri bacaları bulunmamakta çeşitli il ve ilçelerde de izlerine rastlanmaktadır. Bunlardan bazıları da Van’ın Başkale ilçesinde karşımıza çıkan ve Vanadokya adı ile anılan peri bacaları bulunmaktadır. Bildiğiniz üzere volkanik patlama sonucu püskürtülen kayaların zaman içerisinde erozyona uğraması neticesinde bu tip bacalar oluşmaktadır. Van’da ise 17 binin üzerinde peri bacası bulunmakta ve aynı zamanda bölgede aynı zamanda çok sayıda tünel, mağara, doğal taşlar bulunmaktadır.
5. Muradiye Şelalesi
İsmini bağlı olduğu Muradiye ilçesinden alan Muradiye Şelalesi Karahan köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Özellikle yaz aylarında turizm açısından bölgeyi oldukça kalkındıran şelale, aynı zamanda sıcaktan bunalan insanlarında serinlediği harika bir su kaynağıdır. Bir rivayete göre ismini 4. Murat’ın bizzat kendisinden almış olan şelale ortalama 50 metre derinliğe sahiptir.
Bölgeye gittiğinizde sadece bir göl göreceğinizi düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz demektir. Çünkü şelale yeşillerin içerisinde bulunmakta ve adeta cennetten bir bahçe olma hüviyetinde olan çok eşsiz bir görünüme sahiptir. Van’a gitmişken burayı gezmemek gerçekten çok üzücü olur ve yaz aylarında iseniz muhakkak gidip görmeniz gereken yerlerin başında gelmektedir.
Daha fazla bilgi için ayrıca bakınız ⇒ Muradiye Şelalesi
6. Şeytan Köprüsü
Muradiye şelalesine olan yakınlığı nedeniyle oraya gitmişken Şeytan Köprüsü de görülmeden olmaz. Bend-i Mahi çayının üzerine kurulan bu köprüye neden bu ismi verdiklerini görür görmez hemen anlayabilmektesiniz. Rivayetlere göre düğün gününde kız almaya giden düğün ekibi kızı alıp döndükleri sırada 17 metre yüksekliğe ve 3 metre genişliğe sahip bu köprüden düşerek hayatlarını kaybetmiştir. O günden sonra da bu dar ve dik bir hüviyete sahip olan köprüye “Şeytan Köprüsü” ismi verilmiştir.
7. Yedi Kilise
Van gezilecek yerler listemizin 7. Sırasında bulunan Yedi Kilise isminden de anlaşılabileceği üzere bu sayıdaki kilisenin birleşimden oluşmaktadır. Hepsi aynı zaman diliminde yapılmamış ve en eskileri sekizinci yüzyılda, en yenileri ise on birinci yüzyılda inşa edilmiştir. İçlerinden Meryem Ana kilisesi herkes tarafından bilinen ve ünü en çok yayılan kilise olarak göze çarpmaktadır. Maalesef ki 2011 yılında yaşanan Van depremi sırasında kubbesi zarar gören kilisenin iç mekanları ise korunarak günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.
Yorum yap