İstanbul‘un kalabalığından kaçıp doğayla baş başa kalmak isteyenlerin uğrak yeri olan prens adalarından Heybeliada, sahip olduğu yeşilliği, sakinliği ve huzur dolu sokakları ile diğer adalardan ayrı bir konumda bulunmaktadır. Büyükada’dan sonra büyüklük olarak ikinci sırada gelen Heybeliada’nın ilk dikkat çekicisi özelliği yeşil alanlarının fazla olmasıdır. Aynı zamanda İstanbul’dan kısa sürede ulaşabileceğiniz ada, geçmişin izlerini koruyabilmeyi başarmış bir kasaba görüntüsü taşımasıyla ziyaretçilerine keyifli manzaralar sunmaktadır.
Diğer adaları gezmiş biri olarak Heybeliada’nın atmosferinin çok farklı olduğunu söyleyebilirim. Bunu adaya adım attığınız anda hissetmeye başlıyorsunuz. Belki de benim hafta içi gitmemden kaynaklı olarak adada sakin bir hava vardı. Bu sakinlik içimizi huzur dolduracak cinsten olduğundan adadan ayrılmakta zorluk yaşadığımı söyleyebilirim. Öncelikle adanın otantik evleri ve sokakları, tamamen ormanlarla kaplanmış yapısı ve yol boyunca sunmuş olduğu muhteşem doğa manzarası görülmeye değer.
Tarihe tanıklık etmek ve doğayla baş başa kalmak istiyorsanız mutlaka bir gününüzü burada geçirmelisiniz. Peki Heybeliada’da nereleri gezmeli, neleri görmeliyiz? Heybeliada gezilecek yerleri nerelerdir?
Heybeliada Gezilecek Yerler
Adada mutlaka görmeniz gereken hem tarihi hem de doğal güzellikler bulunmaktadır. Erken saatlerde gelmeniz halinde adanın etrafında 360 derece turlayarak birçok yeri görme şansınız bulunmaktadır. Tabii Büyükada’da olduğu gibi burada da faytonla tur atma şansınız bulunmaktadır. Heybeliada bisiklet sürüşü için oldukça müsait bir yapıya sahip olduğundan birçok ziyaretçi bisiklet kiralayıp tur yapmaktadır. Sizler de bisiklet kiralayıp adanın birçok yerini sorunsuzca gezebilirsiniz. Ancak benim tavsiyem adada yürüyüş yapmanızdır. Adanın etrafını 360 derece yürüyüşle yaklaşık bir saatte tamamlayabilirsiniz. Daha erken vakitlerde gelip adanın birçok yerine muhteşem bir doğa içinde yürüyüş yapıp görülmesi gereken yerlerin keyfini doyasıya çıkarabilirsiniz. Haydi şimdi sizlerle mutlaka gezilmesi gereken yerleri paylaşalım:
1. Heybeliada Ruhban Okulu
Bugün eğitim vermeyen okulun uzun yıllar teoloji alanında dersler verilmesi nedeniyle ismi Rum Ortodoks Ruhban Okulu diye de anılmaktadır. Okul binasının temelleri 9. yüzyılda Aya Triada kilisesi olarak atılmıştır. Kilise 1844 yılında ise bugünkü okula dönüştürülmüştür. Ortodoks dünyasında açılan ilk akademi okullarından biri olarak kabul görmektedir. 1971 yılında çıkarılan bir yasa ile tüm okulların devlete üniversitelerine bağlanması istendi. Herhangi bir üniversiteye bağlanmak istemeyen ve daha farklı bir statü talep eden Patrikhane tarafından 1971 yılında okul kapatılmıştır. Son yıllarda okul farklı etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
2. Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi (Büyük Rum Kilisesi)
Adaya ayak bastığınızda iskeleden yaklaşık 50 metre uzaklıkta bulunan kilise, eski bir kilisenin kalıntıları üzerine 1857 yılında yapılmıştır. Kilise doğu-batı yönünde haç planıyla yapılmıştır. Denizcilerin koruyucu azizi olarak kabul edilen Nikolaos adına yapılan kilisenin duvarlarında Nikolaos ikonları da bulunmaktadır.
3. İsmet İnönü Evi Müzesi
Ada sakinlerinden olan İsmet İnönü 1924 yılında kiraladığı köşkte uzun yıllar kalmıştır. Daha sonra evi satın alan İsmet Paşa dönem dönem ailece adada tatil yapmıştır. Ölümünden bir süre müzeye dönüştürülen evde Atatürk’ün kendisine hediye ettiği mobilya eşyaları günümüze kadar korunmuştur. Müzede İsmet Paşa’ya ait eşyalarlar ile birçok fotoğraf sergilenmektedir. Evin arkasında yer alan bahçede ise yılın belirli dönemlerinde etkinlikler düzenlenmektedir.
5. Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi
Eserleriyle Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın usta isimlerinden olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın 1912-1944 yılları arasında yaşadığı ev ölümünden sonra müzeye dönüştürülmüş. İçinde Gürpınar’ın kendi el yazısıyla tuttuğu notlardan kitaplarına kadar birçok özel eşyası sergilenmektedir. Müzeyi ücretsiz bir şekilde gezebilirsiniz.
6. Heybeliada Sanatoryumu
1924 yılında Atatürk’ün isteğiyle yurt dışındaki bir örneğine uygun olarak yapılan sanatoryum özellikle verem hastalarına uzun yıllar hizmet vermiştir. Sanatoryum adanın güneyinde hemen Çam Limanı Koyu üzerine yapılmıştır. Şehrin gürültüsünden ve havasından uzak, yeşil bir doğa içinde deniz havasıyla hastalara uygun bir tedavi yöntemi uygulanıyormuş. Ancak yeterli talebin olmaması nedeniyle 2005 yılında kapatılmıştır.
7. Terk-i Diyar Manastırı
Adada mutlaka uğramanızı tavsiye ettiğimiz yerlerden birisi de Terk-i Diyar olarak adlandırılan manastır. Çam Limanı Koyu’nun hemen ucunda yüksek bir noktaya inşa edilen manastırın manzarası da inzivaya çekilen keşişlerin dünyadan uzaklaşmak için tercih edebilecekleri bir güzelliğe sahip. Terk-i Diyar ismi de dünya hayatından uzaklaşmak ve inzivaya çekilmek isteyen keşişlerin mekanı olmasından alıyormuş. Kilisenin temelleri 1860 yılında genç bir keşiş tarafından atılmış. Kiliseye dışardan bakıldığında kubbesi ve haç dışında yapı kiliseyi andıran bir özelliği bulunmamakta. İçeride de ufak bir alanda çeşitli ikonalar mevcut.
Ayrıca Bkz ⇒ Terk-i Dünya Manastırı
8. Çam Limanı Koyu
Adada görülmesi gereken doğal güzelliklerin başında ise Çam Limanı Koyu gelmektedir. Türkiye’nin en güzel koylarından olan Çam Limanı gerçekten huzur bulabileceğiniz bir manzaraya sahip. Adada yüzülebilecek yerlerin başında burası gelmektedir. Koyun sol tarafında sanatoryum sağ tarafında da Terk-i Diyar yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda koyun binlece yıl öncesinde bakır, altın gibi maden aramaları için kazılarak bugünkü şekline geldiği tespit edilmiştir.
Ayrıca Bkz ⇒ Çam Limanı Koyu
9. Aya Yorgi Manastırı -Hagios Georgios tou Kremnou (Uçurum Manastırı)
Adanın güney kısmında yüksek bir yamaca yapıldığından dolayı aynı zamanda “Uçurum Manastırı” olarak da adlandırılmaktadır. Manastırın 16. yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği tahmin edilmektedir. Yurt dışındaki kaynaklara göre veba salgınında İstanbul’da yaşayan Rumlar bu manastıra sığınmıştır. 1882 yılında çıkan yangında manastır büyük bir hasar görmüştür. İçinde barındırılan birçok eşyanın yanmasından sonra yapılan ikonalar Ruslara aittir.
10. Değirmenburnu Mesire Yeri
Boş zamanlarda güzel bir deniz manzarası ve havası eşliğinde vakit geçirmek isteyenlerin uğrak yeri olan Değirmenburnu piknik alanı olarak hizmet vermektedir. Denizin kıyısında bulunan değirmenden dolayı bu isimle anılmaktadır. Akşamları gün batımı Burgazada ve Kınalıada manzarasının büyük bir keyifle seyredildiği yerdir aynı zamanda. Huzurlu bir vakit geçirebilmeniz için hafta içi sakin bir zamanda ziyaret etmenizi öneriyoruz.
Heybeliada’ya Nasıl Gidilir?
İstanbul’un Anadolu yakası kıyılarının karşısında yer alan adaların en büyük ikinci adası olan Heybeliada’ya deniz yoluyla ulaşım sağlanabilmektedir. İstanbul’un her iki yakasından buraya vapur seferleri yapılmaktadır. Heybeliada’ya Kartal, Bostancı, Kadıköy, Kabataş, Beşiktaş ve Eminönü’nden çok sayıda vapur seferi bulunmaktadır. Özellikle Kartal iskelesinden yarım saatte bir sefer bulunmaktadır.
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılar
Heybeliada Plajları
Heybeliada’ya Nasıl Gidilir?
Yorum yap