Batı Karadeniz Bölgesi sınırları içerisinde bulunan Kastamonu, tarihsel geçmişi, kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri ile Karadeniz Bölgesi’nin turizm cennetlerinden birisini oluşturmaktadır. Geleneksel Türk evi ve yakın dönem Osmanlı mimarisi örneklerinin yoğun olarak bulunduğu nadir şehirlerden birisi olan Kastamonu, büyük şehirlerin gürültüsünden kaçmak isteyenler için panoramik dağlarıyla, yemyeşil ovalarıyla, zümrüt sahilleriyle, zengin kültürel varlıklarıyla birçok seçenek sunmaktadır.
Karadeniz’in incisi olan şehirdeki tüm tarihi ve doğal güzellikleri gezmek istiyorsanız en azından bir gece konaklamanızı tavsiye ediyoruz. Şehirdeki her tarihi eser ve muhteşem doğal güzelliklerin hepsi birbirinden değerli ve görülmeyi sonuna kadar hak ediyor. Bu kadar güzelliğin olduğu şehirle ilgili yazacağımız gezi yazısı da oldukça uzun ve ayrıntılı olacaktır. Bu nedenle”Kastamonu’da nereyi gezmeli?” diye soruyorsanız “Kastamonu gezi rehberi” yazımızı sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyoruz.
Kastamonu Gezilecek Yerler
Sahip olduğu tarihsel miras ve muhteşem doğasıyla Kastamonu, bölgenin önemli illerinden biri olarak ön plana çıkmaktadır. Tarihi geçmişin vermiş olduğu sorumlulukla şehrin birçok yerinde geçmişi asırlara dayanan tarihi yapılar mevcut. Bunun yanında doğal güzellikleri de barındırmasından dolayı Kastamonu’da gezilecek yerler oldukça fazladır. Bu nedenle yazımızda Kastamonu tarihi yerler ve doğal güzellikler olarak iki ana başlık kullandık.
Kastamonu Tarihi Yerler
⇒ Camii ve Külliyeler
Nasrullah Kadı Külliyesi
1506 yılında, 2. Beyazıd döneminde, Nurullah Kadı tarafından yaptırılan, Kastamonu’nun en büyük camisi olarak kabul edilen ve 1746 yılında genişletilmesine kadar 6 kubbeli bir yapıya sahip olan cami, günümüzde şehir merkezinde yer almaktadır ve camisi, meydanı, şadırvanı, köprüsü ve medresesi ile bir külliye halindedir. Caminin su havuzları Bedii isminde biri tarafından 1752 yılında 2 kubbeli bir planda yaptırılmıştır.Rivayete göre; eğer bu şadırvandan bir kez su içerseniz, ya 7 kere Kastamonu’ya gelirsiniz ya da Kastamonu’ya yerleşirsiniz.
İsmail Bey Külliyesi
Şehrin merkezindeki İsmail Bey Mahallesinde bulunan Şahinşah Kayası üzerinde kurulmuş iki kaya mezarlı külliyenin Candaroğullarından İsmail Bey tarafından yaptırılmıştır. Külliye içindeki yapılar dönemin en güzel sanat eserleri olarak kabul görmektedir.Eski dönemlerde ticaret ve bilim üssü olarak kullanılan külliye içerisinde bulunan deve hanı ve medrese, günümüzde valilik tarafından restore edilerek turizm amaçlı olarak kullanılması için el sanatları ve yöresel yemekleri içeren bir merkez haline dönüştürülmüştür.
Yakupağa Külliyesi
1547 yılında, Kanuni Sultan Süleyman’ın hazine reisi olan Yakup Ağa tarafından yaptırılan külliye içerisinde, medrese, imaret, misafirhane ve sıbyan mektebi bulunmaktadır. Yapıldığı zamanlarda, beş ile on yaş arasındaki çocuklara din eğitimi verilmesi ve okuma yazma öğretilmesi amaçlı kullanılırken günümüzde, el sanatlarının sergilendiği ve satıldığı bir yer haline gelmiştir.
Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi
Seyid Sünneti Efendi tarafından yaptırılan külliye içerisinde, cami, türbe, dergah, kütüphane, asa suyu, şadırvan ve dergah evleri bulunmaktadır. Müze olarak hizmet veren bölümde ise Hz. Pir şeyh Şaban-ı Veli ile alakalı bazı özel ve dini eserler sergilenmektedir.
Mahmutbey Camii
Şehrin merkezine 18 km mesafede ve Daday ilçesine bağlı Kasaba Köyü içerisinde bulunan camii, Candaroğullarından Emir Mehmet Bey tarafından 1366 yılında yaptırılmıştır. Bölgenin önemli tarihi camilerinden olan Mahmutbey Camii, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne geçici olarak eklenmiştir.
Atabeygazi Camii
1273 yılında yaptırılan cami, Kastamonu’nun bilinen en eski camisidir ve 40 tane direğin üzerine oturtulmuş olması nedeniyle halk arasında “Kırk Direkli Camii” olarak da bilinmektedir.
Küre Akşemseddin Camii
1473 yılında Hoca Şemseddin tarafından yaptırılmış olan cami, dikdörtgen planda üç kubbeli olarak inşa edilmiştir. Üstü kurşunla kaplı olan caminin onarımı ise 2009 yılında yapılmıştır.
Yılanlı Camii
Günümüzde Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait olan cami, 1272 yılında, Şeyh Abdulfettah-ı Veli tarafından yaptırılmıştır.
Kastamonu Kalesi
Şehrin batısındaki bir ana kaya kütlesinin üzerinde bulunan ve Kastamonu’nun en önemli tarihi miraslarından birisi olarak kabul edilen kale, Kommenoslar tarafından 12. Yüzyılda yaptırılmıştır. Dış surları 18. Yüzyıl sonlarında yıkılan kalenin orjinal yapısından sadece iç kale kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. Kale, 112 metre yükseklikte bir tepenin üzerinde kurulmuş olmakla birlikte güney ve kuzey ucunun arası 155 metre ve doğu ile batı ucu arasındaki genişlik ise 30 – 50 metredir. Taş ve harçtan yapılmış olan kale, 15 tane kule ve burç ile güvenli hale getirilmiştir. Kalenin orta bölümünde bulunan dehliz şeklindeki merdivenli yol, Kale Kapısı ile dış surlar arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır ki bu dehliz, kaleye dışardan malzeme alımını sağlarken aynı zamanda kuşatma sırasında halkın barınması içinde bir sığınak görevi görmüştür. Halk arasında kulaktan kulağa dolaşan bir rivayete göre; Tekfur’un kızı Moni, kalenin Türk kuşatması sırasında kaleyi kuşatan komutanı kalenin burçlarından görür ve aşık olur. Aşkını dadısı aracılığı ile komutana duyuran Moni, aşkına karşılık alınca, komutana kale kapısının anahtarlarını teslim eder ve günlerce kuşatma altında kalmış olmasına rağmen alınamayan kaleye, askelerin rahat bir şekilde girmesi sonucu Tekfur durumu anlar ve kızını kalenin burçlarından aşağıya attırır. O günden sonra söylenmeye başlanan “ Kastın neydi Moni’ye “ cümlesi zaman içinde değişerek KASTAMONU halini alır.
⇒ Hanlar
İsmail Bey Hanı
1443 ile 1461 yılları arasında Candaroğullarından Kemalettin İsmail Bey tarafından yaptırılan han aynı zamanda Kurşunlu Han olarak da bilinmektedir. Konum olarak Aktarlar Çarşısı içinde bulunmaktadır. Hanın kuzey ve güneyde olmak üzere iki kapısı bulunmaktadır.
Deve Hanı
Ön yüzü kesme taş ve yan duvarları moloz taştan yapılmış olan Deve Hanı, İsmail Bey’in vakfiyesinde külliye ile birlikte inşa edildiği bilinmekle birlikte külliyenin arkasında bulunmaktadır.
Urgan Hanı
1748 yılında inşa edilen yapı, Nasrullah Camisinin yanında bulunmaktadır.
Gökçeağaç Hanı
Jüstinyen zamanında kilise olarak yapılan ancak sonraki zamanlarda Türkler tarafından kervansaray olarak kullanılmaya başlanılan han, Hanönü ilçe merkezinde bulunmaktadr.
Penbe Han
Balkapanı Hanı olarak da bilinen yapı 1481 ile 1512 yılları arasında Osmanlı Padişahı 2. Beyazıt tarafından yaptırılmıştır.
Cem Sultan Bedesteni
Cem Sultan’ın sancak beyliği döneminde yapıldığı düşünülen yapının tam olarak yapım yılı belli değildir.
⇒ Tarihi Evler ve Konaklar
Kastamonu şehir merkezinde bulunan 564 tane kültürel yapının içerisinden, sivil mimarlık örneği olarak kabul edilen 400 tanesinin yaşlarının bir asrı aştığı bilinmektedir. Büyük bir bölümünün şehir merkezinde olduğu yapılar, şehir merkezinden sonra sırasıyla İnebolu, Taşköprü ve Tosya ilçeleri içerisinde dağılmışlardır.
Kastamonu’daki konakların en belirgin özellikleri olarak, yapıların ön cephelerindeki farklı mimari ve estetik özellikler gösterilebilir. Bunun da en önemli sebebi buranın geçmişte uzun bir süre idari merkez olarak kullanılması ve ülkenin farklı yerlerinden gelen insanların kendi kültürleriyle buranın kültürünü birleştirmeleridir.
Kastamonu konaklarını diğer konaklardan ayıran en önemli özelliği ise; konakların zemin katları, günlük yaşamın başlangıç noktası, birinci katları, aile yaşamının ortak alanı ve ikinci katları ise misafirlere ayrılmış alanlar olmasıdır. Kastamonu konakları inşa edilirken göz önünde bulundurulan en temel unsur olarak, komşunuzun güneşini, gölgesini ve manzarasını engellememek ve bulunduğu alanı en iyi şekilde değerlendirmedir ki inşa edilen konaklar bunun en açık örneğini sergilemektedirler.
Ballık Konağı
Günümüzde, Yerel Yönetim belgeli otel olarak hizmet veren ve Kastamonu mimari özelliklerini taşıyan konağın en dikkat çeken özelliği, tavan süslemeleri ve kırmızı kadifenin üzerine ağaç işleme iseel sanatının kullanılması olarak gösterilebilir.
İsmailbey Konağı
İsmini, Fatih Sultan Mehmet’in dayısı olan ve İstanbul’un fethi sırasında büyük rol oynayan Hacı İsmail Ağa’dan alan konak, Hacı İsmail Ağa’nın Kastamonu Valisi olduğu dönemde yapılarak günümüzde Otel ve Restoran olarak hizmet vermektedir.
Sirkeli Konağı
1893 ile 1898 yılları arasında yapılan, bir dönem ailenin yaşadığı ancak sonraki zamanlarda kiraya verilen ve sanat okulu , ayakkabı atölyesi , terzi atölyesi ve bir dönemde Vali Konağı olarak hizmet veren konak, günümüzde Anadolu Hastanesi Kültür Merkezi olarak hizmet vermektedir.
Sepetçioğlu Konağı
Kesin yapım yılı bilinmemekle birlikte 1884 yılında yapıldığı tahmin edilen konak, kareye yakın bir dikdörtgen planlı yapıya sahip olmakla birlikte bodrum kat, zemin kat ve birinci kattan oluşmaktadır. Konak bugün Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı tarafından yapılan etkinlerde kullanılmaktadır.
Konyalı Konağı
1935 ile 1936 yılları arasında, Abdullah Konyalı tarafından yaptırılan konak, 18 Kasım 2002 tarihi itibari ile Kastamonu içerisindeki öğrenci ve yerel halkın çevre ve sağlıklı beslenme konularında bilgilendirilmesi amacıyla Kastamonu Valiliği Çevre Eğitim Merkezi tarafından hizmete açılmıştır.
Tahirefendi Konağı
Bölgenin en eski yapılarından birisi olarak kabul edilen konak, 18 Yy. mimarisini yansıtan tepe pencereler ve üstlerindeki vitraylar ile dikkat çekmekte ve zemin ile birinci kattan meydana gelmektedir.
Livapaşa Konağı
19. Yüzyıl Osmanlı Dönemi sivil mimari örneklerinden birini oluşturan konak, bodrum ile birlikte 4 kat olarak inşa edilmiştir ve günümüzde, Kültür Bakanlığı tarafından restore edilerek Etnografya Müzesi olarak hizmete açılmıştır.
Osmanlı Sarayı (Eski Belediye Sarayı)
19. Yüzyılda Kastamonu Belediye Binası olarak inşa edilen ancak sonraki zamanlarda restore et-işlet-devret modeliyle 20 yıllığına özel teşebbüse verilen saray, günümüzde Yerel Yönetim Belgeli Otel olarak hizmet vermektedir.
Eflanili Konağı
1900’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen konak, günümüzde yöresel lezzetleri tadabileceğiniz bir restoran olarak hizmet vermektedir.
Kırkodalı Konağı
1881 yılında, şehir merkezinde bulunan Akmescit Mahallesinde, şehre hakim bir tepe üzerinde, papaz mektebi olarak inşa edilen konak, günümüzde Bahçeşehir Koleji olarak hizmet vermektedir.
Yücebıyıkların Konağı
Kültür Bakanlığı tarafından restore edilen konak, günümüzde Turizm Otelcilik Yüksek Okulu Uygulama Merkezi olarak hizmet vermektedir.
Hafızbey Konağı
Yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen, Kastamonu sivil mimari örneklerinden olan ve kesme taş , ahşap ve kerpiç kullanılarak yapılmış olan konak, günümüzde butik otel ve restoran olarak hizmet vermektedir.
Zincirlioğlu Konağı
Küre Dağları Milli Parkları Müdürlüğü hizmet binası olarak kullanılması amacıyla restorasyon çalışmalarına tabi tutulmaktadır.
Mazlumcuoğlu Konağı
Yapım yılı kesin olarak bilinmeyen konak, günümüzde Pompei otel olarak hizmet vermektedir.
⇒ Müzeler
Arkeoloji Müzesi
Eser sayısı itibari ile Türkiye’nin önemli müzelerinden birisi olan müze, üç ana bölümden oluşmaktadır. Taş eserler seksiyonu adı verilen birinci bölüm içerisinde, heykeller, mezar stelleri ve lahitlerin sergilendiği bölümler bulunurken bölümün en önemli ve ilgi çeken eseri olarak bir tümülüs mezar kazasından bulunan lahit içerisinde eşyalarıyla birlikte sergilenen mezar sahibi bir Satry heykeli olarak gösterilmektedir. Mustafa Kemal Atatürk ve Şapka İnkılabı seksiyonu olan ikinci bölüm içerisinde, Atatürk’ün Şapka İnkılabı ile ilgili ikinci nutku ve Atatürk’e ait olan bazı eşyalar sergilenmektedir. Arkeoloji seksiyonu olan üçüncü bölümde ise; kronolojik bir sıra ile Kastamonu ve çevresinde ele geçmiş, taş, metal, pişmiş toprak, cam eserleri tarih öncesinden Bizans dönemine kadar sergilemektedir.
Etnografya Müzesi
Müzenin bulunduğu konak 1887 yılında yapılmış ve 1997 yılında restorasyondan geçirilmiştir. Etnografya Müzesi içinde şehrin yakın zamanlarına kadar olan kareleri içeren fotoğraflar, şehrin binlerce yıllık kültürünü yansıtan tarihi eserler ve geleneksel şehir konaklarının yerleşim özellikleri yer almaktadır.
Şeyh Şaban-ı Veli Vakıf Müzesi
Şehirdeki bazı vakıf eserleri ile Şeyh Şaban-ı Veli Külliye eşyalarının hem korunması hem de sergilenmesi amacıyla 2016 yılında açılan bir müzedir. Müzenin oluşturulması ve işlerin yürütülmesi hususunda Vakıflar Bölge Müdürlüğü etkin rol oynamaktadır. Müze içinde Şeyh Şaban-ı Veli’ya ait eşyalar, el yazmaları, kandiller, 17. yüzyıldan kalma sadaka taşı, 12. yüzyıldan kalma Kuran-ı Kerim el yazması gibi birbirinden değerli eserler sergilenmektedir.
⇒ Hamamlar
Kastamonu il sınırları içerisinde bulunan hamamları ismen belirtmek gerekirse; 1514 yılında, Yavuz Sultan Selimin Hocası Halim Çelebi tarafından yaptırılan Çifte Hamam, miladi takvime göre 1262 yılında, Emir Firenkşah Cemalüttin tarafından yaptırılan Frenkşah Hamamı, 1300’lü yıllarda, Şeyh Ziyaeddin Efendi tarafından yaptırılan Kale Hamamı, 151 yılında, Nasrullah Kadı tarafından yaptırılan Arabapazarı Hamamı, miladi takvime göre 1811 yılında, Karamustafa Paşa tarafından yaptırılan Yeni Hamam, 1575 yılından önce, Muharrem Efendi tarafından yaptırılan Saray Hamamı, 1329 yılından önce, Candaroğulları hükümdarı olan İsfendiyar Bey tarafından yaptırılan Bey Hamamı, 1514 yıllarında, Mevlevi Dergahı Şeyhi Celalettın Dede Sultan tarafından yaptırılan Dede Sultan Hamamı ve 1557 ile 1564 yılları arasında, Kastamonu Sancak Beyi olan Ferhat Paşa tarafından yaptırılan Ferhatpaşa Hamamı şeklinde sıralama yapılabilir.
Kastamonu’da Doğal Güzellikler
⇒ Plajlar
Şehir içerisinde birçok önemli plaj bulunmaktadır. Bu plajlar özellikle tatil günlerinde hem şehir içinden hem de komşu illerden çok sayıda ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Kastamonu plajlarının bazıları şu şekildedir: Yakaören (İlişi) Köyü Plajı, Abana’da Halk Plajı, Tatil Köyü Plajı ve Çatalzeytin’de Ginolu Plajı, Akbayır Köyü Kumsalı , Doğanyurt’da Kadınlar Plajı, Cide Gideros Koyu, Cide İlçesi Plajı, Kumluca, İnebolu’da Boyranaltı Plajı, Gemiciler Köyü Plajı…
⇒ Mağaralar
Kastamonu il sınırları içerisinde bulunan mağaraları ismen belirtmek gerekirse; 850 metre uzunluk ve 250 metre derinlik ile Türkiye’nin en derin 4. Mağarası kabul edilen, Küre Dağları Milli Park sınırları içerisinde yer alan ve Pınarbaşı olarak da bilinen Ilgarini Mağarası, içerisinde sarkıt ve dikitler bulunan, doğal yapısı nedeniyle “Sisli ve Gizemli Mağara” adını alan ve Devrekani olarak da bilinen Gizemli Mağara ve Cide’nin Çamdibi Köyü’nde bulunan ve içerisindeki sarkıt ve dikitleri ile olağanüstü bir güzellik sunan Kılıçlı Mağarası şeklinde sıralama yapılabilir.
⇒ Yaylar
Kastamonu il sınırları içerisinde bulunan yaylaları ismen belirtmek gerekirse; Araç İlçesi içerisinde bulunan Munay, Fındıklı, Sıragömü,Kirazlı, Başköy Yaylaları; Daday İlçesi içerisinde bulunan Oluklu Yaylası; Azdavay İlçesi içerisinde bulunan Suğla yaylası; Küre İlçesi içerisinde bulunan, Belören yaylası; Tosya İlçesi içerisinde bulunan Kösem yaylası, Dipsizgöl, Yeşil göl, Sekiler Yaylası şeklinde sıralama yapılabilir.
Yorum yap